TZOB: Hükümet fındıkta tüccarı memnun etti

7 Eylül 2008 Pazar

TZOB: Hükümet fındıkta tüccarı memnun etti




TZOB: Hükümet fındıkta tüccarı memnun etti
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüccarın Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) açıkladığı fındık fiyatından memnun olduğunu, üreticinin ise zora düştüğünü söyledi.

Bayraktar, "Tüccarın rakibi konumunda olan TMO, fındık fiyatı ve alım politikasını açıkladığında rahatsız olan tüccar değil çiftçi olmuştur. Çiftçinin ’kara gün dostu’ olması gereken TMO, çitçimize dostluğunu göstermeyerek onu üzmüş, tüccarı ise mutlu etmiştir" dedi. TZOB Başkanı Bayraktar, düzenlediği basın toplantısında "Türkiye Kanatlı Sektör Raporu"nu açıkladı. Bayraktar ayrıca fındık alım fiyatlarının açıklanmasından sonra yaşanan gelişmeler ve tarım sektörünün genel sorunlarını değerlendirdi. Bayraktar, açıklanan fiyatın tavan fiyat olduğunu, fındık fiyatında istikrarın sağlanamadığını dile getirerek, serbest piyasada kilo başına fiyatın 1,6 YTL kadar düştüğünü söyledi. TMO’nun kademeli fiyat uygulamasıyla arzı zamana yaymanın politikanın amaçlarından birisi olduğunu kaydeden Bayraktar, "Gerçekte TMO’ya ürün satmak üzere alınan randevuların yüzde 61’inin Eylül-Ekim aylarında olduğu görülmüştür. Çünkü meyilli arazilerde çok zor şartlarda emeğiyle, sermayesiyle üretim yapan, fındıktan başka geliri olmayan çiftçimiz, bankalara, esnafa, tüccara, toplayıcılara borçludur. Bu yüzden ürünü bir an önce satma çabasındadır" diye konuştu.

Müdahale amacına ulaşmadı

TMO’nun uygulanan politikadaki hata ve eksikliği gidermesi gerektiğini kaydeden Bayraktar, "Fındık ve mısır fiyatları TMO’nun açıkladığı fiyatın çok altına düşmüş, müdahale amacına ulaşmamıştır" dedi. Bayraktar, dünya üretiminde ve ihracatta lider olunan fındıkta istikrarlı bir politikaya ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "TMO açıkladığı fındık politikasıyla çiftçiyi perişan etmiş ve çiftçimiz tüccarın insafına bırakılmıştır. Devletin fedakarlığı boşa gitmiş, ülkemiz ve çiftçimiz kaybetmektedir. Fındığın dünya piyasalarındaki değeri, talep durumu ve üretim maliyeti dikkate alınarak TMO açıkladığı fiyatı yeniden gözden geçirilmelidir. TMO tüccar gibi peşin para ile piyasaya girmeli, üretici randevu almak ve ürün teslim etmek için kuyruklarda sefil olmamalıdır. Üretici teslimatta günlerce kuyrukta beklemekte, hızlı alım yapılarak bu durum önlenmelidir. Bunlar yapılmadığı takdirde tüccar fiyatları daha da aşağı çekecek ve üreticimiz çok daha kötü durumlara düşecektir."

İTO'DAN SGK ELEŞTİRİSİ

İTO'DAN SGK ELEŞTİRİSİ


Haber: İTO'dan Sgk Eleştirisi
Resmi büyütmek için tıklayın

İTO Başkanı Yalçıntaş, 1 Temmuz'da Yayınlanan Genelge ile Özel Hastanelerin SGK Mensuplarının Tedavileri Karşılığında Alacakları Katkı Payının Sınırlandırılmasının Sıkıntılara Yol Açtığını Belirtti.


İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, 1 Temmuz’da yayınlanan genelge ile özel hastanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) mensuplarının tedavileri karşılığında alacakları katkı payının yüzde 30 ile sınırlandırılmasının ciddi sıkıntılara sebep olduğunu belirtti.

İTO Başkanı Yalçıntaş yaptığı açıklamada, özel hastanelerin SGK mensuplarından alacağı katkı payını yüzde 30’la sınırlandıran uygulamayı eleştirdi. Yüzde 30 katkı payı ile vatandaşların sağlık hizmetlerine daha ucuz yoldan ulaşmasının hedeflendiğini belirten Yalçıntaş, son dönemde büyük yatırım yapan ve binlerce kişiye istihdam sağlayan özel sağlık sektörü yatırımlarının söz konusu oranla işin altında kalkamayacağını savundu. Yalçıntaş, "Özel hastanelerin maliyetleri, yatırım kapasiteleri ile bulundurdukları tıbbi cihazlar dikkate alınarak fiyat belirlenmesi daha doğru olacaktır" dedi.

Gölge düştü

Hükümetin sağlıkta ilaçların her eczaneden alınması, kamu hastanelerinin birleştirilmesi gibi devrim niteliğinde uygulamalar yaptığını dile getiren Yalçıntaş, son genelge ile bu hizmetlere gölge düştüğünü kaydetti. Yalçıntaş, "SGK devlet hastaneleri için geçerli ücret tarifelerini özel hastanelere uygulamış ve hastalardan alınan farkı yüzde 30’la sınırlandırmıştır. Bu tarihten itibaren sağlıkta tartışma yaşanmaya başlanmıştır. Nitekim birçok büyük hastane SGK mensuplarına hizmet vermeyi durdurmuştur" diye konuştu. SGK tarifesinin gerçekte kamu hastaneleri için çıkarıldığını söyleyen Yalçıntaş, devlet hastanelerinin doktor, personel maaşı, bina ve ekipman yatırımlarını genel bütçeden almalarına karşın, özel hastanelerin tüm yatırımlarını kendi imkanlarıyla yaptıklarını kaydetti. Yalçıntaş, son uygulamadaki fiyat tarifesine de değinerek, "Poliklinik muayene ücreti 15.5 YTL olarak uygulanıyor. Bunun gibi birçok teşhis ve tedavi fiyatları da günümüz şartlarıyla örtüşmüyor. Öte yandan, tedavi ücretlerini SGK’den 90 günde alabilen özel sağlık kuruluşları, çalışanlarının maaşlarını ise her ay ödemek zorundalar. Bu şartlar altında bu kuruluşların layıkıyla hizmet vermesine imkan yoktur" dedi.

'Tüm riski bir kurum taşırsa Emlak Bankası gibi olur'

4 Eylül 2008 Perşembe

'Tüm riski bir kurum taşırsa Emlak Bankası gibi olur'

TÜRKİYE'NİN 2015 yılına kadar 6-8 milyon konut ihtiyacı bulunduğuna ve bunun mali değerinin 200-400 milyar dolar arasında değiştiğini kaydeden İstanbul Mortgage Genel Müdürü Bahadır Teker, "Devletin önümüzdeki 7-8 yıl içinde milyarlarca dolar kaynak aktarması mümkün değil. TOKİ'nin de böyle bir kaynağı yok. Bu da bizi yurtdışına yönlendiriyor. Finansmanı yurtdışından sağlamanın Türkiye'ye reel faiz olarak yansıması ise yüzde 10'ları buluyor" dedi. TOKİ veye başka bir kurumun Türkiye'nin bütün gayrimenkul riskini taşır hale getirilmesi halinde Emlak Bankası ile yaşanan bazı kötü anılarla tekrar baş başa kalınacağı uyarısında bulunan Teker, bu yüzden özel sektörün elini taşın altına soktuğu sistemlerin yaratılması gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin kurumsal iç yapı ve uzun vadeli tassaruf sorununu çözmeden dar gelirliye konut sorununu çözemeyeceğini dile getirdi.

Kiralık bakın, satın almayın

David Smith, önerilerini şöyle sıraladı:

* Özel sektör bir alana girdiğinde, devlet hemen oradan başka yere geçmeli. Öncü olmalı.

* İnsanları kayıtdışı evlerini kayıt içine sokmaları için teşvik edin. Aftan söz etmiyorum.

* Kentsel dönüşümde, orada yaşayanları işin içine katın. Ağır bir sistem ama işe yarıyor.

* TOKİ harika bir kurum ama en geç 5-10 yıl içinde hızlı bir biçimde finansmancı olmalı.

* Hesaplı ve kullanılabilir kiralık konutlar yaratmanız lazım. Satın almaya çok odaklısınız.

* Belediyelerin arsa geliştirmesinin yollarını artırın. Belediye başkanları daha iyi bilir bu işleri. Arsa kullanımı yerel iştir.

'TOKİ ev yapmakla uğraşmasın dar gelirliye uygun kredi versin'

'TOKİ ev yapmakla uğraşmasın dar gelirliye uygun kredi versin'

MENEKŞE ATASELİM
ABD merkezli Satın Alınabilir Evler Enstitüsü Başkanı Smith, Türkiye'de dar gelirlinin konut alması için TOKİ'nin hızlı bir şekilde 'kredi veren' konumuna girmesi gerektiğini söyledi..
Dünya çapında sürdürülebilir konut finansmanı eko-sistemleri geliştiren ABD merkezli Affordable Housing Institute'nin (Satın Alınabilir Evler Enstitüsü) Başkanı David Smith, "TOKİ, konut geliştirme işinden çıkıp finansman tarafında geçmelidir" dedi. Gayrimenkul Zirvesi'nin ikinci gününde Affordable Housing'in hazırladığı 'Dar Gelirlilerin Konut İhtiyacı ve Çözüm Önerileri' başlıklı raporun sonuçlarını açıklayan Smith, Türkiye'de dar gelirlinin konut sahibi olması için TOKİ'nin hızlı bir şekilde 'kredi veren' konumuna girmesi gerektiğini söyledi. Raporda, 10 yıl boyunca her yıl 600 bin konut ihtiyacının olduğu Türkiye'de dar gelirli için devlet desteksiz konut geliştirilemeyeceğinin ortaya konduğunu belirten Smith, bu desteğin konut yaparak değil finansman ve özel sektöre teşvik sağlayarak verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

'BU YÖNTEM PARA BASAR'
Türkiye'de konut ihtiyaç sahiplerinin yüzde 80'inin yeni konut alabilecek finansal güce sahip olmadığını dile getiren Smith, şöyle devam etti: "Türkiye'de neyi görüyoruz? Gecekonduları resmileştirmek şart. Af ilan etmek değil ama konut stokunun muazzam bölümü sağlam değilse bu gerekli. Sistem düzgün, kayıtlı ve vergili değilse gerekli. Çünkü bu ekonominin altını oyuyor. Kabul edilebilir risk değil. Hep Bir tür devlet programı bu gibi yapıların kayıt içine çekilmesini finanse eder. Geçmiş ödemelerin yapılması gibi yöntemlerle..." Türkiye'nin konut üretimi açısından yeterli kapasitesi olduğunu ancak finansman kapasitesi olmadığını belirten Smith, çalışma yaptıkları Türkiye, Meksika ve Tayland gibi istikrarsız para geçmişi olan yerlerde konut finansmanı sisteminin oluşturulamadığını söyledi.

TOKİ: Biz de zor para buluyoruz

TOKİ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Mehmet Fatih Kara yaptığı konuşmada, TOKİ'ye gelen eleştirilere şöyle yanıt verdi: "Geçmişte kendi hallerine bırakılan dar gelirlilere pek seçenek sunulmadığını gördük. Biz özel sektörün gitmediği yerlere giderek dar gelirliye konut üretiyoruz. Özel sektörün ihtiyaç duyduğu finansmana TOKİ de ihtiyaç duyuyor. Yurtdışına borçlanma maliyeti yüksek. Konut ihtiyacının yaklaşık yüzde 10'unu karşılayan TOKi aslında sektörün hakim olan kurumu değil. Bir model oluşturarak işin çoğunluğunun özel sektör tarafından yap ı l m a s ı n ı destekliyor. Biz de zorlanıyonuz."

TOKİ'den yarım milyar dolarlık ihale

23 Eylül Salı günü TOKİ’nin Ankara’daki binasında yapılacak açık artırmada yüzde 20 peşinat ve 24 ay taksitle ödeme imkânı olacak.

TOKİ'den yarım milyar dolarlık ihale

Güncelleme : 05.09.2008 01:29
DATİ'nin üst kullanım hakkına sahip olduğu Ataköy arsasının ihalesini iptal eden TOKİ, yan taraftaki 124 bin metrekarelik parseli 650 milyon YTL muhammen bedelle ihaleye çıkardı..
İstanbul Ataköy'deki üzerinde Dünya Göz Hastanesi ve Galleria Alışveriş Merkezi'nin de bulunduğu, üst kullanım hakkı Denizciler Ataköy Turizm ve İnşaat'a ait (DATİ) 139 bin 251 metrekarelik arsanın dün gerçekleşecek ihalesini iptal eden Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Ataköy'deki bir başka arsasını ihaleye çıkardı. Bakırköy sahil şeridindeki 124 bin 980 metrekarelik arsası için muhammen bedel olarak 650 milyon YTL (532 milyon dolar) değer biçen TOKİ, şartnameye eklediği bir madde ile de arsanın 68 bin metrekarelik kısmını inşaata kapadı. TOKİ İstanbul İdari Mali İşler Şube Müdürü Sami Türkay, söz konusu arazinin eskiden Emlak Bankası'nın olduğunu ve bankanın tasfiyesinden sonra TOKİ'ye geçtiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Üzerinde eskiden oteller olan arsayı temizledik ve 68 bin metrekare alanı yeşil alan ve rekreasyon alanı olarak bırakma şartı ile ihaleye çıkardık. Arsada 2 emsale göre 249 bin 960 metrekare inşaat yapılabilecek. Bina yüksekliği 72 metreyi geçmeyecek şekilde otel, marina, yat kulübü, alışveriş merkezi, restoran, kongre tesisi, gösteri-spor-eğlence tesisleri inşa edilebilir."

ZORUNLU YEŞİL ALAN
Arazinin ilk kez satışa çıktığını bildiren TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ise "Arsada imar sorunu yok. Yerli ve yabancı yatırımcıdan yoğun ilgi bekliyoruz" diye konuştu. TOKİ'nin kaynak sorununu çözmeye çalıştığını kaydeden Bayraktar, Halkalı'daki temalı park ihalesinin gelecek hafta olmasını planladıklarını söyledi. TOKİ, ağustos ayında Ataköy'deki DATİ arsasını ikinci defa satışa çıkardığında 'Adrese teslim ihale' söylemleri tekrar gündeme gelmiş ve idare, dün gerçekleştirilecek ihaleyi iptal etmişti. 450 milyon YTL muhammen bedelle satışa çıkan arsanın gerçek değerinin 1 milyar YTL olduğu ve DATİ'nin satın alması için ihaleye çıkıldığı söylemleri karşısında Erdoğan Bayraktar, "Kamuoyunun vicdanını rahat ettiremezsek gerekirse arsayı satmayız" açıklaması yapmıştı. DATİ arsası 450 milyon YTL muhammen bedelle ihaleye çıkarken hemen yanındaki 124 bin metrekarelik arsanın 650 milyon YTL muhammen bedelle ihaleye çıkması dikkat çekti.