İngiltere: Son 60 yılın en kötü ekonomik krizini yaşıyoruz

31 Ağustos 2008 Pazar

İngiltere: Son 60 yılın en kötü ekonomik krizini yaşıyoruz




İngiltere: Son 60 yılın en kötü ekonomik krizini yaşıyoruz
İngiltere Maliye Bakanı Alistair Darling, İngiltere’nin son 60 yıldaki en kötü ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Darling, Guardian gazetesine verdiği demeçte, "ekonomik durgunluğun çok derin ve insanların düşündüğünden çok daha uzun süreceğini" belirtti. "İngiltere ve dünyanın karşı karşıya bulunduğu ekonomik koşullar, son 60 yıldaki en kötüsü" diyen Darling, seçmenlerin 11 yıldır iktidarda bulunan İşçi Partisi’nin ekonomi yönetimine kızgın olduklarını bildiğini kaydetti. Darling, "Açıkça konuşmak gerekirse gelecek 12 ay İşçi Partisi’nin en zor 12 ayı olacak. Bize üç seçimi kazandıran coşkuyu yeniden keşfetmeliyiz ve bu şu anda bizim için büyük sorun" diye konuştu. Artan enerji fiyatları ve küresel kredi krizinden etkilenen İngiltere’de, konut fiyatları 10 yıldan sonra ilk kez düşerken, hızla artan akaryakıt ve gıda fiyatları, enflasyonu hükümetin yüzde 2 hedefinin iki katından fazla artırdı. İngiltere’de ekonominin büyümesi nisan-haziran döneminde dururken, İngiltere Ticaret Odaları ekonominin gelecek 6 ila 9 ay içinde muhtemelen resesyona gireceği uyarısında bulundu.

Doktorlar kredi kartına ‘hayır’ demeyecek

Doktorlar kredi kartına ‘hayır’ demeyecek

AA

Doktor muayenehanelerinde POS cihazı bulundurma zorunluluğu bugün başladı.


Serbest çalışan hekimler, diş hekimleri ve veteriner hekimler kredi kartıyla yapılacak ödemeleri zorunlu olarak kabul edecek.
POS fişlerinde mükellef bilgileri, tarih, hizmetin cinsi, vergi tutarı bilgileriyle, “Bu belge V.U.K uyarınca serbest meslek makbuzu yerine geçen belge hükmündedir” ibaresi yer alacak. Müşteri tarafından talep edilse dahi başka belge düzenlenemeyecek. Gerekli şartları taşımayan POS cihazları bankalar ve katılım bankaları tarafından ya toplanacak ya da belirtilen esaslara uygun hale getirilecek.
Hekimler, POS’ları kullanarak hizmet verdikleri her günün sonunda kapanış raporu alacak ve bu raporları gerektiğinde bakanlık görevlilerine ibraz etmek üzere saklayacak.

TOKİ, Ataköy ihalesini yeniden iptal ediyor

TOKİ, Ataköy ihalesini yeniden iptal ediyor

ANKARA AA

TOKİ, Dünya Göz Hastanesi, Galleria Alışveriş Merkezi’nin de yer aldığı bölgede bulunan Ataköy sahil şeridindeki arsanın satışı için açtığı ve 4 Eylül’de yapılacak ihaleyi yine iptal etti.


Geçen yıl düzenlenen ilk ihale, ‘adrese teslim ihale’ yönündeki haberler üzerine, Başbakan’ın talimatı ile iptal edilirken, bu kez de aynı gerekçe ile TOKİ ihaleyi iptal etme kararı aldı.
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, “Adrese teslim ihale yapıyormuşuz gibi gösteriliyor. Kamuoyunun vicdanını ikna edemezsek gerekirse arsayı satmayız” dedi

Şirketlerin kur riski beş yılda dörde katlandı


ANKARA ANKA

Şirketlerin kur riskini gösteren net döviz pozisyonu açığı son bir yılda yüzde 73.5 artış göstererek ilk çeyrek sonu itibariyle 73 milyar 752 milyon dolara ulaştı.


Şirketlerin kur riski 2003 sonundan bu yana ise yüzde 272 artış göstererek neredeyse dörde katlandı.
Merkez Bankası verilerine göre, finansal kesim dışındaki firmaların net döviz pozisyonu açığı yılın ilk çeyreği itibariyle, yıl sonuna göre 12.7 milyar dolar, geçen yılın ilk çeyreğine göre ise 31.2 milyar dolar artarak 73.7 milyar dolara yükseldi. Böylece şirketlerin kur riski bir yılda yüzde 73.5 arttı.
İlk çeyrekte şirketlerin döviz varlıklarının tutarı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22.7 artışla 80.8 milyar dolara çıktı. Aynı dönemde döviz yükümlülükleri toplamı yüzde 42.6 artıp 154.5 milyar dolara yükseldi.
Şirketlerin kur riski, 2007 sonu 60.9 milyar dolar, 2006 sonu 36.6 milyar dolar, 2005 sonu 26.6 milyar dolar, 2004 sonu 20.3 milyar dolar, 2003 sonu 19.7 milyar dolar düzeyindeydi. 2003 sonundan 2008 ilk çeyreğine kadarki dönemde kur riski yüzde 272.9 arttı.

Ramazan zamsız başladı

Ramazan zamsız başladı

Bülent Yardımcı

Her yıl Ramazan öncesi gıda ürünlerinde yaşanan spekülatif artışlar bu yıl olmadı. Aksine, et, yağ ve bakliyat fiyatları düştü


Ramazan ayına temel gıda maddelerine ‘zam’ yerine fiyat düşüşleriyle girdik. ‘Ramazan fırsatçılığı’ yapılacağı beklentilerinin aksine, et, yağ ve bakliyat gibi temel gıda ürünlerinin fiyatlarında düşüşler var.
Türkiye’deki gıda fiyatları, dünya emtia piyasalarında başta petrol, altın olmak üzere mısır ve buğdayda yaşanan düşüşlerden etkilendi. Ayrıca, tarım ürünlerinde yeni mahsullerin piyasaya çıkacak olması da fiyatlarda gerilemeye neden oldu.
Bu arada, meyve ve sebze fiyatlarında mevsimsel etkiler görülüyor. Tüketiciler Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği gibi birçok kurum, her yıl Ramazan ayında ‘spekülatif’ fiyat artışları yaşandığı konusunda uyarılarda bulunmuştu. Ancak, yurtdışı piyasalardaki gelişmeler korkulan zamları önledi.

Asıl yabancı bankalar Türk bankalarından endişe duymalı





Asıl yabancı bankalar Türk bankalarından endişe duymalı
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, "Bizim yabancı bankaların Türkiye’deki rekabetinden endişelenmemiz yerine, Türkiye’ye gelen yabancıların, Türk bankacılığının gösterdiği performanstan endişelenmeleri konuşulmalı" dedi.

Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen bir ülkede yabancıların da olmasını çok garipsememek gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: "Türk bankacılık sektörü yabancı bankalarda baş edebilecek noktada. Sermaye birikimi, teknolojik altyapı ve ürün geliştirme konusunda yabancı bankalardan hiç de geri kalmıyoruz. Bana göre bir çok alanda çok daha hızlı karar alabiliyoruz. Bir çok alanda çok daha yeni ürünü hızla geliştirebiliyoruz. O yüzden bizim yabancı bankaların Türkiye’deki rekabetinden endişelenmemiz yerine, Türkiye’ye gelen yabancıların, Türk bankacılığının gösterdiği performanstan endişelenmeleri konuşulmalı. Gelen bankalar da firmalara kredi vermek ve Türkiye’nin tahvillerini almak zorunda. Dolayısıyla bunların çok da korkutucu olmaması lazım."

TOKİ: Adrese teslim gibi oldu Ataköy ihalesini iptal ediyoruz

TOKİ: Adrese teslim gibi oldu Ataköy ihalesini iptal ediyoruz





TOKİ: Adrese teslim gibi oldu Ataköy ihalesini iptal ediyoruz
Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Galleria Alışveriş Merkezi ve Dünya Göz Hastanesi’nin de yer aldığı bölgedeki Ataköy sahil şeridindeki arsanın satışı için açtığı ve 4 Eylül’de yapılacak ihaleyi iptal etti.

Geçen yıl Mart ayında düzenlenen ilk ihalede, basında yer alan ’adrese teslim ihale’ yönündeki haberler üzerine, Başbakan’ın talimatı ile iptal edilmişti. Aynı gerekçe ile TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ihaleyi bir kez daha iptal kararı almış oldu. TOKİ Başkanı Bayraktar, "Adrese teslim ihale yapıyormuşuz gibi gösteriliyor. Kamuoyunun vicdanını ikna edemezsek gerekirse arsayı hiç satmayız" dedi. Bayraktar, "arsanın değeri 1 milyar YTL gibi" rakam ifade edenlerin, hem ihaleye girmediğini, hem de bu sözlerle kamuoyunda şaibe yaratmak istediğini söyledi. TOKİ’nin zan altında bırakılmak istendiğini kaydeden Bayraktar, kamuoyu vicdanını rahatlatmak için, ihaleyi iptal etme kararı aldığını açıkladı. İhaleye katılmak için şimdiye kadar 2’si yabancı 12 firma şartname almıştı.

Türk Las Vegas’ına çekidüzen

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) casinolara (kumarhane) çeki düzen geliyor.

Casino işletmek için 240 yataklı ve 5 yıldızlı otel şartı 500 yatağa çıkarılacak. KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, casinolardan gelen turizm gelirinin yıllık 75 milyon dolar olduğunu, kumarhaneleri bıçak gibi kesmek istemediklerini belirtti ve "Sermaye koyan ve iş yapanları uyarma, birleştirme ya da kapatma yoluna gidebiliriz" dedi.

Birleşme olabilir

Yasa çıktıktan sonra mevcut casinoların değerlendirileceğini kaydeden Soyer, "Bıçak gibi kesmek niyetinde değiliz. Sermaye koyan ve iş yapanları uyarma, birleştirme ya da kapatma yoluna gidebiliriz" diye konuştu. Casinoların önce turizmin çeşnisi olarak gündeme geldiğini anlatan Soyer, bu alandan turizmin getirisinden daha az gelir sağladıklarını belirtirken, "Türkiye’den casinolara oyun oynamak için geliyorlardı. Casinolar çeşni özelliği taşımaya başladılar. Daha sonra hoş olmayan örgütlenme biçimleri ortaya çıktı" dedi. Casinoların Rum kesiminden müşterilerinin de bulunduğuna işaret eden Soyer, bir dönem İsrailliler’i adaya çekmeye çalıştıklarını, yüzlerce turistin geldiğini ancak Rumlar’ın müdahalesiyle İsrailliler’in adaya girişinin durduğunu söyledi.

KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, adadaki casinoları yeniden şekillendireceklerini belirtirken, hazırladıkları yeni yasanın Cumhuriyet Meclisi’ne sunulduğunu söyledi. Yasanın Meclis’in yeni yasama yılında yürürlüğe girmesini beklediklerini anlatan Soyer, "Şu anda 240 yataklı otellere casino açma izni veriliyor. Yeni yasa çıktıktan sonra 500 yataklı olan oteller casino açabilecek" dedi. Casinoların kumarı önleme yasası çerçevesinde değerlendirildiğini hatırlatan Soyer, son dönemde casinolara dönük vergi politikasının değiştiğini, denetimlerin artırıldığını da söyledi.

Ekonomi için önemli

Türkiye’de Tansu Çiller döneminde ani kararla kapatılan casinolar, KKTC ekonomisinde önemli yer tutuyor. Adada 1.5 milyar dolar ithalat, 80 milyon dolar ihracat yapılıyor. KKTC’de halen turizm gelirlerinin GSMH içindeki payı, 378 milyon dolar seviyesinde. Bu rakamın yüzde 15-20’si yani 75 milyon doları casinolardan geliyor. Bu durumda casinolardan ihracat kadar para kazanılıyor. Casinolar, yıllık olarak imtiyaz ücreti veriyor. Bu da turizm gelişme ve tanıtma fonunun yüzde 40-50’lik bölümünü oluşturuyor. Ayrıca, her oyun başına vergi veriliyor. Her casinoya giren kişiden 2 Euro vergi alınıyor. Devletin resmi kayıtlarına göre KKTC’de halen 25 casino faaliyet gösteriyor. 5 casino ise izin bekliyor. Casinolar dışında KKTC’de 100 kadar da bet ofis olduğu tahmin ediliyor.

Turizmi casino da kurtarmıyor

KKTC Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, 2007 yılının ilk altı ayında hava ve denizyolu ile adaya gelen yolcu sayısı 365 bin 719’du. 2008 yılı ocak-haziran döneminde bu rakam yüzde 2.3 oranında artarak 374 bin 145’e çıktı. TC uyruklularda yüzde 4.6 oranında bir artış, yabancı uyruklularda ise yüzde 6.9 oranında azalma gerçekleşti. Turistik konaklama tesislerinde, geçen yılın ilk altı ayında yüzde 29 olan doluluk oranı, bu yılın aynı döneminde yüzde 28’e indi. Geçen yıl 15 bin 75 olan yatak kapasitesi, bu yıl yüzde 4.6 azalarak 15 bin 26’ya indi.

KKTC, kumardan nasıl para alıyor

KKTC’de faaliyet gösteren casinolardan şans oyunları hizmet vergisi alınıyor.

2007 temmuz ayında çıkarılan ’Şans oyunları hizmetleri vergisi yasası’ ile vergi oranları yeniden düzenlendi.

Verginin matrahı, işletme imtiyazı veya izni alan iş yerlerinde jeton, fiş ve benzeri araçlarla kumar veya bahis oynanması karşılığında, işletmenin her gün için elde ettiği brüt gelir olarak hesaplanıyor.

Aylık vergi ilk 5 oyun masası için toplam 3 bin; 6 ile 10’uncu masalar arası her oyun masası için 750; 11’inci ve sonrası her masa için bin dolardan az olamıyor

50 adet oyun makinesi için toplam 5 bin, 51 ile 150’inci makineler arası her oyun için toplam 105, 151 ile 300’üncü makineler arası her oyun makinesi için 110, 301 ve sonrası her oyun makinesi için ise 115 dolardan az olamıyor.

Bakanlar Kurulu bu tutarları her yıl yüzde 50’yi aşmamak koşuluyla artırma veya azaltma yetkisine sahip.

Casino sahipleri faliyetleri dolayısıyla oluşan giderleri ve vergi, resim, harç adı altında devlete ödedikleri tutarları Şans oyunları hizmetleri vergisi matrahından indiremiyor.

Rumlar’a elektrik parası sınırda bond çanta içinde verildi

BAŞBAKAN Ferdi Sabit Soyer, 2 yıl önce Güney Kıbrıs’tan elektrik alım sürecinde polisiye filmlerini aratmayacak bir olay yaşadıklarını anlattı. KKTC, elektrik üretiminde 120 megavatlık kapasiteyle ana güç konumundaki Teknecik Termik Santrali’nin ard arda gelen arızalarla devre dışı kalması nedeniyle adada 2 yıl önce elektrik krizi yaşanmıştı. Krizin aşılması için Güney Kıbrıs’tan günlük maksimum 75 megavatlık elektrik alınmıştı. Soyer, elektrik bedelinin ödemesinin KKTC Merkez Bankası üzerinden yapılmasını istediklerini ancak Güney Kıbrıs’ın KKTC’yi tanımaması nedeniyle yaşananları şöyle anlattı: "Paranın cash ödenmesi formülü bulundu. 3 milyon Kıbrıs lirası, Bond çantalara konuldu. Ajan filmlerindeki gibi para, G. Kıbrıs sınırına bırakıldı."

Tarım sigortası ile devrim yaptık, 2012’de her 5 çiftçiden biri sigortalı olacak

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, devlet destekli tarım sigortasını devrim olarak nitelendirerek, 2012 yılında her beş çiftçiden birini sigorta kapsamı içine almak için çalışma yaptıklarını söyledi.

TARIMve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 2012 yılında her 5 çiftçiden birinin sigorta kapsamına alınacağını belirterek, çalışmalarını bu vizyona uygun yürüttüklerini söyledi. 2006 yılının sonunda kanunla uygulamaya giren devlet destekli tarım sigortasına neden ihtiyaç duyulduğu hakkında açıklama yapan Mehdi Eker, tarımsal teknolojide meydana gelen gelişmelerin doğal risklerin etkilerini azaltamadığını ve mevcut yasalarla yapılan yardımlardan faydalanan üretici sayısı dikkate alındığında yardımların yetersiz kaldığını kaydetti. Sonuçta, ertelenen çiftçi borçlarının her yıl devlete büyük ölçüde yük getirdiğini, riskler transfer edilemediği için de devlet ve çiftçilerin büyük ekonomik kayıplara uğradığını vurgulayan Eker, şunları kaydetti: "Türkiye’de tarım sektörünü tehdit eden risklerin bugüne kadar sigortalanamayan önemli bir kısmını teminat altına alabilmek, tarımda sürdürülebilirliği sağlamak, devlet desteği ile tarım sigortasını yaygınlaştırmak ve geliştirmek amacıyla tarım cumhuriyet tarihimizde devrim olarak nitelendirebileceğimiz tarım sigortasını uygulamaya soktuk."

Malatyalı çiftçi 15.7 milyon YTL hasar aldı

Mehdi Eker, devlet destekli tarım sigortasını ’devlet-özel sektör-çiftçi’ işbirliği ile Türkiye’de başarı ile yürüten ilk ve tek proje olarak da nitelendirdi.

Sigortanın başladığı 2006 Haziran ayından bu yana 475 bin 94 adet sigorta poliçesi kesildiğini ve toplam da 52.9 milyon YTL de çiftçilere hasar ödendiğini belirtti. Üreticilerin üretimi sürdürebilmeleri açısından tarım sigortaları sisteminin önemli rol oynadığına da dikkat çeken Eker, "Örnek verecek olursak, 2007 yılında Malatyalı çiftçilerimiz 6 bin 702 adet poliçe karşılığında 6 milyon 163 bin YTL toplam prim üretimi gerçekleşmiş olup primin yüzde 50’si oranında yani, 3 milyon YTL devlet desteğinden faydalanmışlardır. Yine 2007 yılında meydana gelen don riski zararından dolayı ise 15 milyon 730 bin YTL hasar tazminatı almışlardır. 2008 yılında Temmuz ayı itibariyle ise, 17 bin 529 adet poliçe karşılığında 25.6 milyon YTL toplam prim üretimi gerçekleşmiş, primin yüzde 50’si oranında yani, 12.8 milyon YTL devlet desteğinden faydalanmışlardır. Bu da çiftçilerimizin tarım sigorta sisteminin çalışmasından memnun olduğunu göstermektedir. Çiftçilerimiz sistemin faydalarını gördükçe ilgileri daha da artacaktır" şeklinde konuştu.

Kuraklık ve sel teminatı için erken

Mehdi Eker, kuraklık ve sel risklerinin neden sigorta kapsamı içine girmediğine yönelik soru üzerine, tarımsal üretimdeki risklerin en önemlilerinden birinin kuraklık olduğunu ve üretimde büyük hasarlara sebebiyet verdiğine değindi. Eker, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kanunun yürürlüğe girmesiyle oluşturulan Tarım Sigortaları Havuzu; henüz çok yeni ve güçlü olmadığı için böyle çok büyük bir riski, sürdürülebilir sigorta tekniği açısından kapsama alabilecek düzeyde değil. Ancak, Tarım Sigortaları Havuzunun sigortacılık tekniği çerçevesinde güçlenmesi ile kısmi olarak sigorta yapılabilir duruma gelebilecektir. Sistemin ilk yılları olması sebebiyle, orta vadede sel ve uzun vadede de kuraklık gibi rizikoların kapsama alınması mümkün olabilecektir. Öte yandan, kuraklık sigorta kapsamında olmadığı için de kuraklık yaşayan çiftçilerimize kuraklık yardımı yapmaktayız."

İspanya’yı örnek aldık iki yılda fark yarattık

MEHDİEker, tarım sigortaları kanunun hazırlanırken dünyada bu alanda başarılı kabul edilen ve öncülük yapan İspanya modelinin örnek alındığını belirterek, şunları söyledi:

"Bu sistemi ülkemizdeki sistemle karşılaştırdığımızda, 30 yıllık tecrübeye sahip İspanya uygulamasında, uygulama başladıktan ancak 8 yıl sonra don teminatı verilebilmiş, bizde ise uygulamanın 8’inci ayında don riski sigorta kapsamına alınmıştır. Her iki sistemde de sigorta yaptırmayan üreticilere, teminat kapsamındaki risklerden dolayı yardım yapılmamaktadır. Prim ödemeleri, bizde taksitli veya hasat sonu ödenirken, İspanya da peşin ödeme yapılmaktadır. Hasar tazminatı ödemeleri bizde en geç 30 gün içerisinde, İspanya’da 60 günde ödenmektedir. Hasar tespit işlemleri her iki sistemde de aynıdır. Uzun yıllardır uygulanmasıyla üreticilerin sisteme katılımı onlarda yüzde 47 seviyesinde iken bizde bu oran binde oranlarından son iki yıldır başarılı uygulamalarla yüzde 2.5 seviyelerine çıkarılmıştır. Uluslararası uygulamalar da gösteriyor ki, henüz 2 yıllık geçmişi olan tarım sigortası oldukça hızlı mesafeler almaktadır"

ABD TMSF’si 10’uncu bankaya el koydu

AMERİKA’nın TMSF’si FDIC krizin ardından balşattığı müdahaleler sonucunda onuncu bankaya da el koydu. Integrity Bank of Alpharetta adlı bu banka Mortgage’ye dayalı kredileri nedeniyle varlıklarının erimesi sonucunda büyük yara almıştı. 974 milyon dolarlık sigortalı ve sigortasız mevduata sahip olduğu söylenen bankada toplam 23 bin hesap bulunuyor. 2000 yılından bu yana faaliyet gösteren banka Atlanta’da özellikle gayrimenkul kredilerinde uzman olarak anılıyor. FDIC sözcüsü Rickey McCullough "Banka gayrimenkul kredileri konusunda gösterdiği performans nedeniyle FDIC’e geçti. Banka toplam kredi hacminin yüzde 76’sını mortgage kredilerine ayırmıştı. 30 Haziran’da biten yıl sonu sonuçlarına göre bankanın 33.6 milyon dolarlık kaybı bulunuyor" dedi.

Krize rağmen çok satıyor, dişçimin tavanında LCD var

Dünyada yaşanan ekonomik durgunluğa rağmen LCD pazarının büyüdüğünü belirten Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, "Geçen yıl Avrupa yüzde 30, Amerika yüzde 50 büyüdü. Kriz dönemlerinde insanlar evden çıkmak istemez. Bu nedenle televizyon aldılar. LCD’ler giderek daha fazla dekoratif amaçlı kullanılıyor. Örneğin, benim dişçimin tavanında bile LCD TV var" dedi.

KOÇ Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı Aka Gündüz Özdemir, yaşanan ekonomik durgunluğa karşın dünyada LCD pazarında büyüme olduğuna dikkat çekerek, "Avrupa geçen yıl yüzde 30 büyüdü, Amerika ise yüzde 50 büyüdü. Kriz dönemlerinde insanlar evden çıkmak istemez. Bu nedenle televizyon aldılar. LCD’ler giderek daha fazla dekoratif ve moda amacıyla kullanılıyor. Örneğin, benim dişçimin tavanında bile LCD TV var. Geçtiğimiz yıl cep telefonu satışları yüzde 50 küçüldü. Buna karşın LCD pazarı hızla büyüyor" dedi.

Kriz uyarısı

Özdemir, dünyada batıdan başlayan ekonomik krizin etkilerinin giderek doğuda daha fazla hissedileceğini belirterek, "Amerika’da başlayan mortgage krizi, giderek etkisini Avrupa’da daha fazla hissettiriyor. Batıda başlayan krizin etkileri giderek doğuya doğru yayılacak. Türkiye’nin bu gidişattan etkilenmemesi için tedbir alması şart" dedi. Özdemir, Almanya’nın başkenti Berlin’de bugün sona erecek olan Tüketici Elektroniği Fuarı IFA 2008’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özdemir, Avrupa’nın birçok bölgesinde iş yaptıkları için krizin etkilerini ülkelerde hissettiklerini söyledi. Özdemir, Amerika’da başlayan mortgage krizinin dünyada petrol, gıda ve enerji fiyatlarını tetiklediğini hatırlatarak, "İngiltere kan kaybediyor, İspanya bu sürecin içinde, İtalya sıkıntıda. Bugün artık dünkü geçim indeksiyle hayatınızı sürdüremezsiniz. Enflasyon giderek artıyor. Biz de Avrupa’nın her yerinde iş yaptığımız için bu gelişmeleri hissediyoruz" diye konuştu.

Dövizle borç riskli

Türkiye’nin ihracatının büyük bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine yaptığına da değinen Özdemir, "Bütün verilere baktığımızda açıkça gördüğümüz şu: ’Kriz geliyor ve bütün şirketler tedbirli olmak zorunda. Döviz pozisyonlarını düzgün tutmaları gerekiyor" uyarısında bulundu. Aka Gündüz Özdemir, 2001 krizinde bir gecede trilyon zararlar yazıldığını ve o günleri unutmadıklarını vurguladı ve "Cari açığın çok iyi yönetilmesi lazım. Döviz rezervlerinde şimdilik sorun yok ama bir krizle tetiklenirse ciddi sıkıntı yaratabilirler" dedi. Dövizle borçlananların özellikle dikkatli olması gerektiğinin de altını çizen Özdemir şunları söyledi: "Özellikle AB’ye ihracat yapan firmalar çok dikkatli olmalı. Zemin sağlam değil. Şirketler farklı pazarlardaki fırsatları iyi değerlendirmeli."

Arçelik’in ihracat hedefi 2 milyar Euro

2001’de 10 ülkeye ihracat yaparken bugün 106 ülkeye ihracat yaptıklarını kaydeden Aka Gündüz Özdemir, "En büyük argümanımız fiyat farkı. Biz ucuza üretiyoruz. Bu yıl 2 milyar Euro ihracat hedefliyoruz, ciromuz ise 4 milyar doları bulur" diye konuştu. Özdemir, Beko ve Grundig markalarıyla katıldığı IFA 2008 fuarı için yaklaşık 1.5 milyon Euro harcadığını belirterek, 750 metrekarelik toplam alanda Beko’nun 120, Grundig’in 400 ürününü tanıttığını ifade etti.

Toshiba çevreci LCD üretti

JAPON elektronik üreticisi Toshiba da fuarın genelinde yer alan çevreci ürünler trendine uydu. Şirket çıkardığı iki LCD TV modeliyle çevreye daha az zarar veriyor. Enerji tüketimi az olan iki modelde parlaklık kontrolü çoğaltılarak arka ışıkların sayısı azaltıldı. Televizyonların ağırlığı da yüzde 19 oranında azaltıldı. Karbon emisyon hacmi de düşürülen televizyon modellerinde yemi bir panel kullanıldı. Bu panel güç tüketmini yüzde 20 oranında azaltıyor.

Köprü ve otoyollar para basıyor

İSTANBUL boğaziçi köprüleri ile işletmedeki otoyollar kazandırmaya devam ediyor. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre, Temmuz ayı sonu itibariyle boğaziçi köprüleri ile işletmedeki paralı otoyollardan 298 milyon 140 bin 527 YTL gelir elde edildi. Temmuz ayı sonunda İstanbul Boğaziçi ile Fatih Sultan Mehmet köprülerinden 99 milyon 980 bin 496 YTL gelir elde edilirken, bu süre içinde 87 milyon 331 bin 72 araç geçiş yaptı. Aynı dönemde paralı otoyollardan ise çift yönlü olarak geçiş yapan 97 milyon 205 bin 438 adet araç gişelere, 198 milyon 160 bin 31 YTL gelir bıraktı. Böylece Temmuz ayı sonu itibariyle köprü ve paralı otoyollardan 184 milyon 537 bin 510 araç geçiş yaptı.